info@cogito.com.tr +90(216) 706 17 04

İş dünyası her geçen gün daha fazla dijitalleşirken, İnsan Kaynakları süreçleri de bu dönüşümden payını alıyor. Artık yapay zekâ (YZ) teknolojileri; özgeçmiş tarama, aday ön eleme, video mülakat analizleri, yetkinlik tahminleri ve hatta kültürel uyum ölçümleri gibi pek çok aşamada, işe alım uzmanlarının güçlü bir destekçisi konumunda.

YZ tabanlı sistemler, binlerce başvuruyu saniyeler içinde analiz etme, adaylar arasındaki uygunluğu objektif kriterlere göre sıralama ve işe alım süresini haftalardan günlere indirme gibi önemli avantajlar sunuyor. Bu sayede işe alım süreçleri daha hızlı, maliyet açısından verimli ve ilk bakışta daha adil hale gelebiliyor.

Ancak teknolojinin bu hız ve verimlilik avantajları, beraberinde kritik sorumluluklar da getiriyor. Algoritmik önyargılar, geçmiş verilerden beslenen yanlış eşleştirmeler, aday mahremiyetinin ihlali, karar süreçlerindeki şeffaflık eksikliği ve işe alım sürecinde insan dokunuşunun azalması dikkatle ele alınması gereken başlıca etik konular arasında yer alıyor.

Unutulmamalı ki, yapay zekâ yalnızca bir araçtır. Onu şekillendiren, besleyen ve yöneten insandır. Dolayısıyla asıl mesele, teknolojiyi adil, kapsayıcı ve şeffaf işe alım prensipleriyle harmanlayabilmektir.

Peki bu konuda neler yapılabilir?

-Algoritmaların geçmiş verilerden taşıdığı önyargıları tespit edip, bunları ortadan kaldıracak sistematik önlemler alınabilir.

-Adaylara, değerlendirme süreçlerinde YZ kullanımına ilişkin net bilgi aktarımı yapılabilir.

-Kararların nihai olarak insan uzmanlar tarafından verilmesini sağlanabilir.

Doğru dengeler kurulduğunda, yapay zekâ yalnızca doğru adayları bulmayı kolaylaştırmakla kalmaz; aynı zamanda şirketlerin işveren markasını güçlendirir, aday deneyimini geliştirir ve güvenilir bir işe alım kültürü oluşturur.

Geleceğin başarılı işe alım stratejisi, hız ile etik arasındaki dengeyi kurabilen, teknolojiyi insan faktörünün yerine değil, yanına konumlandırabilen şirketlerin elinde olacak.